
İyi güzel hoş da buraya nasıl iniyoruz diyebilirsiniz. Fotoğrafdan da görüldüğü üzere buraya inmek için baya merdiven inmeniz gerekiyor.

Bu merdivenleri kullanmanın pek güvenli olmadığını söyleseler de yolu uzatıp daha çok yol yürüyüp yokuş çıkmaktansa bu merdivenleri kullanmak daha mantıklı geliyordu insanlara.
Buraya panoramik asansör yapıldıktan sonra hem zaman kaybı olmadan hem de güvenli bir şekilde iniş fırsatı elde etmiş olduk.

Bunun yanında bizlere mükemmel bir manzara yakalama şansı verdiği için Selfie yani Öz çekimin yeni adresi oldu. Bu asansörü kullanıp fotoğraf çekinmeyen yoktur herhalde.
Aşağı indikten sonra bizi nefes kesen görüntüsü ile Yat Limanı karşılıyor. İner inmez güneşin denize vurunca oluşan görüntüsü , denizin huzur veren kokusu ve kuşların ötüşü sizleri kendine hayran bırakmaya yeter de artar bile.

Eğer buraya kadar geldim, bu manzara eşliğinde balık yemeden olmaz derseniz size Club Arma'yı önerebilirim.

Şimdi de Karaalioğlu Parkı veya günlük kullanım dilinde kullandığımız adıyla yani Karaoğlan Parkı'na doğru gezintiye çıkalım.





Gezerken parkın sonlarına doğru Hıdırlık Kulesi karşımıza çıkıyor.
İçindeki tarihe tanıklık eden anılarla birlikte bir daha girilmemek üzere kilitlenmiştir. O zamandan bu yana hiç açılmamıştır. Ziyarete gelen turistler maalesef sadece dışından gezinmekle yetinmek zorundadır. Buraya hem gündüz hem de akşam vakti gelip çok güzel bir Antalya manzarasına tanık olabilirsiniz.
Son olarak parktan çıkmadan dinlenmek isterseniz, sizlere Kubi Kahve Evi' ni önerebilirim.

Bugün sizlere Yat Limanı ve Karaalioğlu Parkı' ndan bahsettim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder